Hz.Mevlana Vuslatı’nın 746.Yılında Altunhisar’da Düzenlenen Program ile Anıldı.
Hz. Mevlana’nın vefatının 746.sene-i devriyesinde Altunhisar’da anma programı düzenlendi.
Altunhisar Kaymakamlığı, İlçe Müftülüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü organizasyonunda gerçekleştirilen programa Kaymakamımız Yunus Emre Akpınar, Konya Başvaizi Dr. Abdurrahman Büyükkörükçü, İlçe protokolü, kurum amirleri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.
Altunhisar Kaymakamlığı, İlçe Müftülüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü organizasyonunda gerçekleştirilen programa Kaymakamımız Yunus Emre Akpınar, Konya Başvaizi Dr. Abdurrahman Büyükkörükçü, İlçe protokolü, kurum amirleri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.
Belediye düğün salonunda gerçekleştirilen programda konuşma yapan Kaymakamımız Yunus Emre Akpınar konuşmasında mili ve manevi değerlerimizin korunarak yaşatılmasının önemine vurgu yaparak şunları söyledi;
“Vefatının, yani Vuslatının 746. Sene-i devriyesinde büyük mütefekkir, gönül insanı, sevgi medeniyetimizin mimarlarından Mevlana Celalettin-i Rumi Hazretlerini bir kez daha rahmetle, minnetle yâd ediyoruz.
Ancak ve ancak aşk ile yazılmış bir eser yedi buçuk asır ayakta kalabilir. Hz. Mevlana eserlerini öyle bir aşk ile meşk etmiş ki, Vuslatından 746 sene sonra dahi bir araya geliyor, onu yâd ediyor, onun düğün gecesinde birbirimizle muhabbet ediyor, sohbet ediyoruz.
Şunu özellikle hatırlatmak isterim ki; Mevlana, arkasında sadece nice yazılı eserler ve sönmeyen fikirler bırakmış bir insan değildir. Arkasında aşk ile yoğurulmuş o tür eserler, aşktan ilham almış fikirler bıraktığı içindir ki, sadece bu salonda değil, 780 bin kilometrekare içinde de bir muhabbet ve uhuvvet iklimini muhafaza edebiliyoruz.
Eğer bir vatanımız varsa, bu Mevlana gibi gönül dostlarının sayesindedir. Bir ülkemiz, bir bayrağımız, istiklalimiz varsa bu, Mevlana gibi, Yunus Emre gibi, Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı Bayram-ı Veli gibi ulu mimarların sayesindedir. Eğer bugün tek bir millet olarak kardeşçe hür ve bağımsız yaşama imkânlarına sahipsek bu Sultan Selahattin kadar, Sultan Kılıçaslan kadar, Sultan Alparslan kadar biliniz ki Hz. Mevlana’nın, Ahmet Yesevi, Fakî-yi Tayran’ın aşk ile yoğurdukları eserlerin neticesindir.
Bütün şehitlerimiz ve gazilerimiz gibi medeniyetimize ve milletimize ilmi, idraki, irfanı, hikmeti taşımış olan aziz gönül mimarlarımızı, medeniyet mimarlarımızı da bu Vuslat günü vesilesiyle hürmetle, minnetle yâd ediyoruz.
Diyor ki Hz. Mevlana;
“Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa, rabbine dönüp, “Benim büyük bir derdim var.” deme. Derdine dön ve ona de ki: “Benim çok büyük bir Rabb’im var.”,”ve yine diyor ki Mevlana: “Niye üzülüp ağlarsın ey can, bırak sevmeyen gitsin. Dua et Rabb’in seni terk etmesin. İşte o terk ederse sen o zaman gerçekten bitersin.”
“Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa, rabbine dönüp, “Benim büyük bir derdim var.” deme. Derdine dön ve ona de ki: “Benim çok büyük bir Rabb’im var.”,”ve yine diyor ki Mevlana: “Niye üzülüp ağlarsın ey can, bırak sevmeyen gitsin. Dua et Rabb’in seni terk etmesin. İşte o terk ederse sen o zaman gerçekten bitersin.”
İşte bu büyük sözler vefatının ardından 746 yıl daha yaşayabilmenin sırrına ihtiva eden sözlerdir. Bu derin sözler bir büyük medeniyetin hangi temel üzerine inşa edildiğini gösteren, üzerinde çokça düşünmemizi gerektiren sözlerdir. Hz.Mevlana ve onun gibi nice gönül mimarı hem kendi çağlarında yaşayanlara ve gelecek nesillere bu umudu, cesareti ve özgüveni adeta bir emanet gibi teslim etmişlerdir.
Hani diyor ya: “Bizim dergâhımız umutsuzluk dergâhı değildir.” Kişi yaradanına dayanmışsa yalnız değildir. Onun yoluna girmişse istikamet üzereyse korkaklık, ümitsizlik, güvensizlik artık onu terk etmiştir.
Hani diyor ya: “Bizim dergâhımız umutsuzluk dergâhı değildir.” Kişi yaradanına dayanmışsa yalnız değildir. Onun yoluna girmişse istikamet üzereyse korkaklık, ümitsizlik, güvensizlik artık onu terk etmiştir.
Yunus Emre’miz diyor ya:
“Ten fanidir, can ölmez/çün gitti geri gelmez.
Ölür ise ten ölür/canlar ölesi değil”
“Ten fanidir, can ölmez/çün gitti geri gelmez.
Ölür ise ten ölür/canlar ölesi değil”
Asırlar geçse de tenler, bedenler ölse de can ölmemiştir. Hakk’ına dayanan bu millet her badireye rağmen asırlar boyunca dimdik ayakta kalabilmeyi hem de umutla, heyecanla, cesaretle, en önemsi de istiklali ile ayakta kalabilmeyi başarabilmiştir. Dergâhına umutsuzluğu, fitneyi, nifakı asla yaklaştırmadığı için, bu millet sarsılsa dahi hiçbir zaman yıkılmamıştır.
Diyor ki Hazretimiz: “Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük, bir başka bahar için sadece yaprak düktük.”
Selçuklu Devleti dağıldığında bu milletin çöktüğünü zannetmişlerdi. Ama bu millet sadece bir başka bahar için Osmanlı baharı için yaprak dökmüştü. Osmanlı devleti dağıldığında bu milletin bittiğini zannetmişlerdi. Ama bu millet Cumhuriyet baharı için Cumhuriyet ile yeniden doğuş için sadece yaprak dökmüştü.
Selçuklu Devleti dağıldığında bu milletin çöktüğünü zannetmişlerdi. Ama bu millet sadece bir başka bahar için Osmanlı baharı için yaprak dökmüştü. Osmanlı devleti dağıldığında bu milletin bittiğini zannetmişlerdi. Ama bu millet Cumhuriyet baharı için Cumhuriyet ile yeniden doğuş için sadece yaprak dökmüştü.
Mevlana’mıza, Yunus’umuza, Hacı Bektaş-ı Velimize sahip çıktığımız müddetçe, onların aşkla yoğurdukları medeniyete, muhabbete sahip çıktıkça hiçbir şeyden korkmayacak hiçbir zaman umutsuzluk yaşamayacağız.
Vuslatının 746. Yıl dönümünde Hz.Mevlana’yı tekrar rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Bu güzel düğün gecesini bugüne kadar tertip edenlere ve yaşatanlara şükranlarımı sunuyor, ülkemizin, milletimizin, uhuvvetimizin, muhabbetimizin daim olması temennisiyle, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” Dedi.
Kaymakamımız Yunus Emre Akpınar’ın konuşmalarının ardından Konya Başvaizi Dr.Abdurrahman Büyükkörükcü hoca tarafından “Mevlana’nın Hayatı ve Mevlevilik” konulu sohbet gerçekleştirildi.
Kaymakamımız Yunus Emre Akpınar’ın konuşmalarının ardından Konya Başvaizi Dr.Abdurrahman Büyükkörükcü hoca tarafından “Mevlana’nın Hayatı ve Mevlevilik” konulu sohbet gerçekleştirildi.
Program öğrencilerin semazen gösterileri ile son buldu.
